17 Haziran 2010 Perşembe

ev kızının hastane ile imtihanı

bu hafta boyunca iki defa devlet hastanesi denen kabir azabı ile yüzleşmek durumunda kaldım, neyseki kız kardeşim öküz gibi sağlıklı da iş daha uzayıp budaklanmadı. üstelik gugıl varken doktora ne gerek var yaz bütün semptomları bul hatalığını zaten artık doğal yöntemler revaçta al otunu kaynat iç mis gibi.



ama devlet hastanesi dediğimiz kurum hakkaten çok enteresan ve saçma bi kurumumuz, sosyal devletin iflas ettiği bi devlet yapısında zaten hastanelerin harika olmasını beklemek yanlış olur ama orada kurumun eksikliklerinden ziyade personelin problemleridir işleri zorlaştıran. bi kere hiçkimse yaptığı işi sevmiyo hatta nefret ediyo, kabul bu durumu her sektörde görebiliriz ama aynı durum hastanede olduğu zaman işin boyutu biraz değişiyor, çünkü oraya gelen insan kendinden şikayetçi olduğu için geliyo ve zaten içinde bulunduğu durumdan hiç memnun değil ve kendisine ilgi gösterilmesini iyi muamele yapılmasını istiyor. ve fakat o da nesi, devlet hastanelerinde durum tam tersi. doktordan sekreterine talilcisinden röntgencisine her şeyi sizin alttan almanız ve dediklerini bir kerede anlamanız lazım.

şayet sekreteri anlayıp kayıt işini atlatırsanız doktora derdinizi anlatmanız lazım eğer dinliyosa bi tahliler isteyecek kesin, onu da yine sekretere onaylatıp kağıt almanız lazım ve gidip tahlil için randevu almanız lazım. tahlilcibaşı tiplerine hiç girmiyorum zira hepsi kendini doktor bizi de uzman yardımcısı sanıyor şurayagidipşugünerandevualıpşöylegelmenizlazım anladınız mı? doktorların el yazısı okunmuyo hadi onu 6+birkaçyıldaha'ya ve artııı toplumunda muazzam katkısıyla oluşmuş egoya bağlayalım, bunların da söyledikleri anlaşılmıyo anacım, sırf kendilerini doktor sanmaktan ötürü. bildiğin cinnet hali bu devlet hastaneleri.

bir de sürekli hastanelere gidip gelmekten kafayı cozutmuş bir tayfa var ki onlar hakkaten anlatılmaz yaşanır tipler. artık gidip gelmekten hangi doktorun saat kaçta nerede olacağını ezberlemiş, sırada ne kadar süre bekleyeceğini bildiği için örgüsünü yanında getirmiş sakin sakin örgüsünü ören, verilen tahlileri en kısa sürede hazır edip ilk fırsatta araya kaynayan ve işini öğle tatiline kalmadan halledebilen birtakım insanlar. olimpiyatlarda teşhis-tedavi etabı olsa en birinci gelebilir bu tipler.

ben kendim şu sıralara ev kızı olduğumdan mütevellit öyle çok aksiyonlu günler geçiremiyorum doğal olarak. her günüm akşama ne yemek yapsam, şunun çocuğu olmuş bi hayırlı olsuna gitmeli, ütüyü hangi ara yapsam daha az terlerim, maçları nası izlerim sorularına cevap aramakla geçiyor. dünya kupası olduğu için durumumdan çok şikayetçi değilim, yeterki saçma organizasyonlara beni sokmasınlar.

ayrıca Burcu tivitırdan benim blogumu takipçilerine tavsiye etmiş az önce gördüm, pek sevindim. yihuğğğ

bu yaz böyle bi yaz.