17 Şubat 2010 Çarşamba

mazaretim var asabiyim ben


bak yine bir yerde gördüm sinirim hopladı. zaten şu cinsiyetçi söylemin hepsine komple kılım ben. kadınlar yok bikbikbik ben bilmem beyim bilir erkekler höyt der olur, yok kadınlar sürekli ne giyicem aman giyecek bi şeyim yok erkekler ne bulsa giyer hiç koymaz. mühim olan temiz olması bikbikbik.

yani bi dolu diyecek şey var bu konuda da aklıma ilk gelenleri yazayım daha sonra belki daha da genişletirim. kadının doğurgan olması ve erkeğin bu durumu bir türlü tölare edememesi ve avcı-toplayıcı olduğumuzdan beri illa bi üstünlük kurma çabası. erkeğin, kadını az düşündürmeye sevk eden davranışlar sergilemesi,  kadının da bu davranışları fiziksel yoksunluğunda dolayı kabul etmek durumunda olması ve durumdan kaynaklanan erkek  ikidarının sürekli pekiştirmesi günümüze kadar "nedense" hiç evrilmeden gelmiş.

şimdilerde feminist hareketler falan var durumu eşitleyebilmek için ama nafile çaba gibi zira kaç bin yıllık olayı düzeltmek neredeyse imkansız, erkeği ikna etmeyi geçiyorum kadına bunu anlatmak, kadının bilincindeki tahribatı yok etmek imkansız gibi.

ben şeyi dicektim, erkekle kadın arasındaki bu eşitsiz iletişim ve bi yandan da erkeğe sahip olma güdüsü kadınları biribirinden uzaklaştıran bi şey.erkek iktidarını nasıl kadın üzerinden kurguluyorsa kadın da diğer kadınlarla olan ilişkisini erkeğe sahip olma hakkı üzerinden kuruyor zira kadına başka bi şey öğretmemişler o da elindeki tek şeyi, eşini kullanmış, işte bu yüzden birbirimize bu kadar düşmanlıklar yapıyoruz. ben kendi arkadaşlarım arasında bile sevgilisi olan kızlar ve olmayan kızlar arasındaki farkı çok net  görebiliyorum. hatta birçok kızın diğer kızlarla arkadaşlıklarının en önemli boyutunu erkeklere dair fikirleri ve ilişki düzeyleri filan belirliyo.

şimdi, bu kadar asimetrik ve problemli bi alan olan kadın-erkek ve kadınların kendi aralarındaki ilişkilerin üstüne, kıyafet ve kadınların süslü olmasını erkeklerin geyik malzemesi yapmasına sinir oluyorum. neden? çünkü kadın kendine bakmayınca düzgün giyinmeyince yüzüne kimseler bakmıyo kadıncağız depreşkenlerden depreşken beğeniyo yitiyo gidiyo arada. sonuç olarak çevreden, hem erkeklerden hem de kadınlardan bu anlamda dillendirilmese de üstü örtülü bi baskı görüyo. böyle bir şey olmasa inanın hiçbir kadının "ay ne giysem, neyi neyle giysem" gibi bi derdi olmazdı. çünkü, ki en büyük zavallılıktır bence, kadınlar günlük hayatta yaptıkları birçok şeyi kendi egolarından ziyade dışarısı için, hem kadınlar hem de erkekler için yapıyolar. böyle bir kuş beyinliliktir gidiyor yani hele ki çağımız teşhircilik ve materyalist bir çağ, bu durumun üstüne tüy dikiyor resmen. o yüzden de erkeklerin hiçbiri bana "ben bakmamki kadın ne giymiş çul giyse olur" gibi bi önermeyle gelmesin zira yemiyorum. şimdi mesela bi kadın çıksa gelse kendisindeki fazla olan hiçbir kılına tüyüne dokunmamış, saçlarını öylesine toplamış altına üstüne tamamen alakasız şeyler giymiş. erkekler bu kadına bakar mı? bakmaz. kadınlar bu kadını aralarına alıp sosyalleşir mi? sosyalleşmez. demek ki neymiş, kadınlar giydiklerine, yedilerine, içtiklerine mecbur dikkat eecek, ki bi yandan elinde başka alan da yok o ayrı bi konu. ya hep yalnız olacak ya da çok konuşmayacak, kafasını mühim meselelere takmayacak eşim nedir, sevgilim nasıldır, üstüm başım kılım tüyüm diyecek, hem toplumdan dışlanmayacak hem de erkek her istediği alanda at koşturmaya devam edecek.

kuş beyinli kadınlar ve kadınlar tarafından iktidar hırsıyla büyütülmüş bütün erkeklere gelsin bu asabi yazı.

 

sürme peynir

elindeki bir adet simit ile 20 gramlık krem peyniri bi türlü tam eşitleyemen insanın yaşadığı şeyler bence tam bir dramdır. hatta umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımıdır. o kadar yani. zira ya başta peyniri az kullanırsın sonuna yetsin diye, simiti kuru kuru yersin peynir artar sonunda ya da tam tersi. dört yıllık profesyonel yurt öğrenciliği hayatımda sürekli başıma gelen şey buydu. bu bir insanlık dramı değildir de nedir?

PS:yeterli görsel bulamadığımdan
hiçbişi koymuyorum. simiti öyle
tek başına görmeye dayanamamki.