6 Aralık 2013 Cuma

Selam.


Çok çalkantılı bir yıl oldu. Kendi tarihime not düşmek kabilinden yılı özet geçmek isterim. Bi de azılı bi takipçim var her hafta girip sayfaları karıştırıyor ona da bi değişiklik olsun. naber nassın.

Çok aniden iş değiştirdim. 2 yıldır sadece haftasonları çalıştığım mobilya mağazasından haziran-eylül arası gel mağazada bize destek ol teklifi aldım, yaz boyu herhangi bir şey yapma amacında değildim, param da yoktu neden olmasın dedim. Hiç sevmiyordum mağazada çalışmayı. 2 gün bile çok geliyorken 6 gün çalışma fikri pek hoş değildi ama para kazanacaktım, biraz para fena olmazdı(roman kahramanı gibi konuştum ahah). Neyse, kabul ettim çalıştım, son zamanlarda nefret eşiğim baya yükselmişti bitse de gitsek diye gidiyordum her gün mağazaya. 16 eylül'de okullar açıldığı için 15 eylül'de yine yarı zamanlıya geçeceğim diye planlar yapıyordum. Fakat eylül ayı başında fabrikadan teklif aldım, bize senin gibi biri lazım gel fabrikada çalış dediler. Ama okul var dedim okula da gidersin idare ederiz seni dediler.

Böylelikle yarı zamanlı işe dönücem ben leleleeley derken kendimi hiç bilmediğim bir işin içinde buldum. 16 eylülden beri çalışıyorum. baya çalışıyorum. çok çalışıyorum. güzel çalışıyorum.

Kendi jenerasyonumun aksine işimi baya seviyorum. Sabah 6:40'ta evden çıkıp 19:20'de eve girmek neresinden baksan kötü. Ama daha iyi bir hayat ihtimali yok karşımda. Bi de işin kendisi gerçekten güzel, baya projesel bi durumlarımız var. Bazı konularla ilgili karar merci olmak hoş. Bi de benden önce hiçkimsenin yapmadığı işlere yöneldim, süreci hızlandırdım bana bi güven geldi asfkjdgf. falan filan.

İş dışında okula gidiyorum biraz. Yüksek lisans dersleri çok güzel ama şu benim paşa gönlümü eylemek dışında bir vasfı yok. Ben akademiden yükselebilirim, özel sektörde yapabileceğim iş yok diyip girdim yüksek lisansa ama girdikten sonrası (ikinci kez) büyük hayal kırıklığı oldu. Yine de devam ediyorum okula ama bu dönemden sonra devam etme olasılığım oldukça düşük görünüyor. Hayatımın bi döneminde tamamlayacağım bir şey olarak kalacak sanırım kenarda. Nasib. Mental olarak kaldıramıyorum artık hem iş hem okul. Okul da baya sinirimi bozuyor öğrendiklerim dışında. Neyse bu ayrı bir post konusu olsun daha anlatacaklarım var.

Ondan sonracıma baya muazzam kitaplar okudum, okumaya devam ediyorum. Çok güzel mekanlar keşfettim, keşfediyorum. Hayatımdan memnunum genel olarak.

İnsanlarla ilgili (hala) hayal kırıklıklarına uğradım, uğruyorum. Yakın çevremden pek şikayetim yok da bu yeni iş sayesinde bi insanlar tanıdım. Yani neresinden tutsam elimde kalıyor. Samimi olmak gibi bi derdim yok ama yine de iki satır muhabbet etmek durumunda kalıyorum.

Mesela mağara adamı gibi bi çocuk var, görseniz dünyanın en acayip, en cool çocuğu. Baya iyi eğitimli, donanımlı, birden fazla dile hakim. Muhabbeti hoş olması gereken biri. Fakat konuşmaya başlayınca bu kadar bilgiye rağmen nasıl bu kadar sığır kaldın sen çocuğum dememek için kendimi zor tutuyorum. Evet baya sığır bildiğiniz.

Sonracıma bi de bi kadın var, yaşı geçkin, evlenmemiş(veya tercih etmemiş bilemiyorum). Bunca yıl hasetten nasıl ölmemiş hayret ediyorum kendisine, bir insanın her davranışı mı bu kadar nefret dolu olur arkadaş. Gerçi anneannemden gördüğüm kadarıyla nefret insanı diri tutuyor, baya ölmüyor insan. Belki yeterince her şeye karşı nefret duyarsak ölümsüzlüğe ulaşabiliriz. Neden olmasın. Kendisi tam bir evlerden ırak insanı. Düşman başına.

Ya esas ne diycem, hayatım boyunca kutlamadığım kadar çok doğum günü kutladım bu yıl. 19 ekim-20 kasım arası muhtelif kutlamalar, hediyeler, acayib sürprizler filan oldu. Yıl olarak baya çok şahane bir yıl oldu ama bu kadarını hiç beklemiyordum. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim bir ay boyunca. Bundan sonra hiç kutlama yapmasam da olur gibi geliyor, bi ömre yetecek kadar kutlama yaptım(ama siz tabii beni kaale almayın yine kutlayın adettendir afjsdfkj).

Başka? Hmm mesela kurban bayramında İstanbul'a gittim. Gülş'le Müge'yle, Fatma'yla gezdik tozduk. Sait Faikciğimi ziyarete gittim baya mükemmel ötesi bir gün idi. Kızlarla da kusana kadar her şeyden konuştuk baya güzel oldu.

Dövme yaptırdım ve kendisine aşığım.

Daha başka şeyler de var ufak tefek, fikirlerim var. Başka bi zamana inş.

Yarın çok güzel bir gün olacak. Göt kesen soğuklu Ankara'da ayağı yanmış it gibi gezeceğiz. Çok kutlu. Mehe.