30 Mayıs 2011 Pazartesi

böyle seyler



hep bodoslama yazıyorum ya ben, bu seferki biraz farklı. çünkü az önce üzerine düşündüm şimdi satırlara döküyorum. üstelik neden yazmıyor olmam üzerine yazmayı planlıyorum. işler enteresanlaşıyor diğ mi? 


ya çünkü tumblr var, defter(ler)im var bi de tivitır var, daha da önemlisi insanlar var çevremde ne bikbiklesem dinliyorlar, buraya bikbikleyecek pek bir şey kalmıyor. 


mobil internet kullanmaya başlayınca aklıma geleni yazar oldum tivitıra. tivitır beni ehlileştirdi ve tembelleştirdi ve daha bir sürü şey. bir de aklıma gelenler geldikleri gibi gidiyorlar ondan çok muzdaribim. hele bu sıralar anlık hafızam resmen çöktü, her şeyi iki kez sorar, en az üç kez okur oldum. şuur terk haller var bende. hakkımda hayırlısı.


tabi bu blogun bende yerinin ayrı olmamasının da(doğru okudunuz "olmaması") bir etkisi var. bu blog da defterlerim, tivitır ya da tumblr gibi yazmak amaçlı kullandığım bi platform. gerçek bir blogger olmadığım için hayıflanmıyorum ya yazamadım bloga kaç zamandır gibi. dolayısıyla yine yazmam için ruhani bir gerekçem oluşmuyor.


daha da önemlisi, şuraya yazacak bir tane enteresan şey olmadı bugüne kadar. same shit different day işte. özet geçtim ama vallahi böyle.


daha doğrusu var değişik bir şeyler ama sözünü etmeye değmez. maddi hayatla ilgili değişik bir şey ne kadar değişik olabilir ki zaten? ya az para kazanıyosundur ya da çok. bundan bir adım öteye geçemez o değişiklik.


zeki müren "alkışlarla yaşıyorum" demiş ya, ben de "şarkılarla yaşıyorum" bu sıralar. 


bir de tutunamayanlara tutunuyorum.