26 Ocak 2010 Salı

pasif agresif



bıkkınlık. son birkaç ayımı özetleyen kelime bu. hem de kelimenin tam anlamıyla. ne ara ben bu kadar bıktım da şu hale geldim bilmiyorum. aslında biliyorum ama işime gelmiyo o yüzden üzerini kapatıyorum.
bi de öfke. hem de birçok şeye. tahammül sınırlarımın çok çok altında bi haldeyim ve her şeye öfkeliyim, yani birçok şeye. galiba en çok kendime öfkeliyim her şeye yansıtıyorum.
ama bi yandan düzgün gitmesi gereken birkaç önemli şeyin asla düzgün gitmemesi de bu öfkenin nedeni olabilir.
zamanla aram çok iyidir. çok sıkı-fıkıyız. her şeyi saatine göre yaparım. söz verdiğim her şeyi zamanında yapma gayretinde olurum her zaman. ben çok zamanına göre saatine göre yapıyorum her şeyi ve istiyorum ki çevremdekiler de en azından benim etkilenebileceğim şeyleri zamanına göre yapsınlar.
son 2 yılda taşındığım 5. evim. aslında pratikte 2. evim. diğer 3 evden bugün taşınıcam yarın taşınıcam geçici olarak kalıyorum minvalinde kalmıştım. ama yine de toplam bu 5 evin hatta 6 evin hepsinin bi düzeni bi ayarı vardı. hepsinden bambaşka şeyler öğrendim. bu evde zaman olgumu değiştirmem gerektiğini öğrendim. ama sanırım bi bunu değiştiremeyeceğim. diğer evlerdeki tecrübelerim dayanıklılığımı arttırdı, zaman zaman ayak uydurma babında değişmem gerektiğini gösterdi ama bu seferkini başarabileceğimi hiç sanmıyorum. işin kötü tarafı aynı zaman olgusunu şu andaki işim için de değiştirmem gerekiyor, yazılacak tezim için de aynı şeyi yapmam gerekiyor. evet gerekiyor.

gereklilik ömür boyu, ben zaman olgumu değiştiremicem ama değiştirmem yönünde düzenli olarak baskı hissedicem, bunu da pasif-agresif tonlarda yansıtıp durucam. herkes zararlı çıkacak muhtemelen en çok da ben.

ama bu pasif agresif dönemim şaka yollu giydirmeler şeklinde tezahür ettiği noktada keyife dönüşebiliyor tabi dozunda olduğu sürece. bu dönem böyle idare edicem gibi.

fotoğraf: http://bit.ly/7G2EIX

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder