26 Nisan 2010 Pazartesi

hı hı evet, peki.


açıkcası o kadar uzun süredir taklalara geliyorum ki bi nevi alışkanlık gibi oldu. en çıldırtıcı kısmı ise şikayet etmek dışında herhangi bi aksiyona girişmemem. böyle kendim çalamayıp kendim oynayamıyorum. daha ne kadar böyle devam edip idare ederim onu da kestiremiyorum ama hayırlısı tabi.

birisinin, kim olduğunu bilmiyorum ama birisinin bana uzun sürede yapılacak her şeyi baştan öğretmesi gerekiyor. kaç zamandır düşünüyodum da yazmak şimdi denk geldi. efenim bi film izlemek mesela. film izlemeyi çok seviyorum üzerine konuşmayı bi ayrı seviyorum ama yani o filmleri çeken adamlar gelip beni film izlerken bi görseler ağzıma vururlar sonra da laptopu kaptıkları gibi kaçar giderler, çok eminim. zira bi filme yapılacak en kötü şeyi yapıyorum ve sürekli ara veriyorum. bi filmi 5 günde izlemişliğim vardır o kadar bölük pörçük. tabi ondan sonra bi daha izlemek zorunda kalıyorum eğer filmi gerçekten beğendiğimi düşünüyosam. tabi ilk izleyişim böyle bozuk olduğu için anca varsayım üretiyorum güzel gibi bu film, fena değil gibi bu film, beğendim galiba, gibi. o açıdan son zamanlarda beğendiğim filmleri en az iki kere izliyorum. aslında bu kadar çok film izleyip de çok az eleştiri yazmamın temel sebebi de bu. filmi izliyorum ama nereme izliyorum bilemiyorum, ikinciye döndüğüm filmleri yazıyorum az biraz. ohh günah da çıkarttım arada iyi oldu. bye the way, test çözmek ve kitap okumak aksiyonları için de aynı geçerli.

2 yıldır aynı ofiste zaman zaman çok yoğun zaman zaman çok sakin dönemlerim oldu. ama salağın en önde gideniymişim geçen hafta farkettim. saçma sapan çıkarımlarım bi de tez canlılığımdır benim başımı yakacak olan. ki burada da yine saçma bi çıkarımımdan ötürü göreceli bi kayıp söz konusu. şöyleki meğerse bizim ofisin bilgisayarlarında torrent çalışıyomuş ve de canavar gibi indiriyomuş ya. ya ya ya. fakat ben bu durumu ofsiten ayrılmama bir buçuk ay kala farketmiş bulunmaktayım. Yani Emre'ye dizi-filmler indirtmeceler, kızlarla evde papaz olmalar, bi film için günlerce beklemeler. hepsi boşunaymış. akılsız başın cezasını bütün bünyede hissediyorum. şimdi büyük bi maymunlukla aklıma geleni listeye koyuyorum. inernet.zip'i indiricem bir ay içinde. nihohoh.

Leap Year deyu bi romantik film izledim. arkadaş bu ingiliz erkekleri nedir ya. valla böyle erkekleri gördükçe iki taraflı karman çorman bi his yumağı oluyorum. birincisi, ne şahhane adamlar var ya diyip umutlarımı yeşillendiriyorum. ikincisi, var da bize mi var sanki pehh anca filmde orada burada olur diyip avcumu yalıyorum. ama yine de bu romantik filmler aslında hiç kullanmadığım için bilemiyorum ama biraz morfin gibi biraz uyuşturucu gibi. izledikçe izleyesin geliyo sonraki aşamada da muhtemelen filmdeki başrolü filan kapıyosundur böyle bi ışık oluyodur sonra sonra bla bla bla.

o değil de geçen rüyamda vudugörlü gördüm ben ya. nası oldu bilemedim. herhalde uyumadan önce onun tivitlerini okuyup bişiler düşündüm. yoksa ne işi var vudugörlün benim rüyamda.

dün gece ana öğesi patlıcan salatası olan mini bi late dinner(Emre supper diyo, kendisine buradan selam ediyorum, ingilizce hususunda güreş tutmaya devam edeceğim onu da belirteyim yeri gelmişken, zira pek eğlenceli, bi de fransızcaya azcık hakim oldum mu bitti bu iş, nihoho), hadisesi ettik. pek de güzel, bol kahkalı neşeli bi gece oldu. herkesler dağılmadan bi benzerini daha yapabiliriz diye umuyorum, bu sefer ana öğre mercimek köftesi olacak. fikri beğenenler bana ulaşsın lütfen :))

geçen ayşe özyılmazel'in bi tivitini ashton kutcher salağı "dünya barışı" için ritivit etti haliyle ben ikisini de takip etmesem de sayfama konu ile ilgili yorumlar düştü ben de baktım ayşe hanım ne yazıyor falan diye. arkadaş gerizekalının önde gideni. her ota boka, bikbikbik için parmak kaldırsın, şunu böyle diyenler parmak kaldırsın. mal mıdır nedir ya bi de 10 bin üzerinde veya civarında insan takip ediyo o da acayip.

gerçi bu tivitırda ünlüleri takiplemekle ilgili çok hastalıklı bi tutum var. adam mesela sadece selam demiş başka da bişi dememiş 6 aydır, bi bakıyosun 5 bin takipçisi var. tivitır takip ettiğin ya da  seni takip eden kişiler üzerinden bi prestij edinme ya da bi statü göstergesi değil ki, azcık teşhircilik, azıık iletişim, azcık da bilgi sirkülasyonu. bütün olay bu. ama ne yöne çeksen oraya gidecek bi yapısı olduğundan mütevellit herkes bi yerlere çekiştiriyo ama neyseki block var efenim unfollow var da herkesin tuttuğu kendine oluyo.

bu arada şeyi farkettim, ben tematik pek yazamıyorum. yani ucu başı biribirinden alakasız şeyleri ekleştirip bi  karalama çıkartıyorum ortaya. herhalde bu "karşımda biri olmayınca yazamıyorum ki ben"in bi tezahürü. gerçi karşımda biri olunca da genelde daldan dala daldan dala dal, dal, daldan dala bi yazı şeysi oluyo. demek ki artık böyle ipsiz sapsız bi tarzım oluşmuş kendiliğinden. ha bi de aklıma geldiğinde ve yazmadığımda unutuyorum. tematik olsun diye ayrı ayrı postlar hazırlamaya çalışıyorum bu sefer de taslaktan öteye gitmiyo genişlemiyo esnemiyo yazı. bu da böyle bi derdimdi.ama tabi kimseye yazdıklarımı zorla okutmuyorum bu da işin en güzel tarafı. beğenmeyen küçük oğluna almasın diyip hemen sıyrılabiliyosun bu tür dertlerden.

o değil de, bu zavallı it crowd dizimiz zaten tek sezonu 6 bölümcük 20 dakikalık bi dizi. adamlar resmen üşeniyolar çekmeye yahu. 4. sezonu mart ayında çekilmeye başlamıştı. bitmiş çekimler. haziranda anca yayınlanabilecekmiş. Lie to Me'den sonra bir içimde yarayan kana daha oldu. valla dert sahibi olacam bu dizilerden ötürü. en başta hiçbirini izlememek vardı ama o bana göre değildi. bilmem lazımdı üzerine uzun uzun boş boş konuşmam lazımdı yoksa eksik kalırımdı hafazan allah.

son olarak, en sevdiğim ChimiChanga az önce beni Jehan Barbur ile tanıştırdı. çekinmeyin siz de tanışın. yalnız baştan söyliyim aşkla ilgili dertleri olan arkadaşlar gidersen'i dinlemesin hiç. ben ettim siz etmeyin. hele ki gripinin sen gidiyorsun ya veyahut durma yağmur durma'sı ile combo yapmayın bence.

PS: şu keep calm and carry on'un alternatiflerinin hastasıyım en son bu yukarıdaki versiyonunu gördüm illa paylaşasım geldi kendisini buradan arakladım, pişman değilim.

sevgiler ve saygılar her daim bizden efenim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder