30 Temmuz 2012 Pazartesi

hedaye

çok ağlamakla çok gülmek arasında bir yerdeyim. öyle yer olur mu demeyin vallahi var ben evde bizzat kendim kullanıyorum.

kitaplar aracılığıyla bağ kurmayı çok seviyordum. sevdiğim tanıdığım/tanımadığım herkese kitap hediye ediyordum. fakat geçen gün düşündüm, ben kitapla bağ kurmayı seviyorum ama belki hediye ettiğim kişi o kitap aracılığıyla o bağı benimle kurmak istemiyordur? belki o kitap başlı başına başka bir anlama geliyordur ve ömrü boyunca da o anlamı korumasını istiyordur kitabın hediye edildiği kişi. olamaz mı? olabilir.

bi de mesela gittin kitabı hediye ettin hatta içine ufak bişiler karaladın sonra da iletişiminiz koptu. o kitaba ne zaman gözü çarpsa ne zaman eline alsa aklına gelmemesi gereken kişi gelecek. oldu mu hiç, güzelim kitap ziyan oldu şu an.

insanlarla bağ kurma işi neresinden bakarsan bak şu hayatta yaptığımız en olağan ve fakat aynı zamanda bir o kadar da tehlikeli bir şey. ama tehlikenin farkında değiliz. (see what i did there?) ben biraz hayırsız/vefasız bi kimseyim sanırım ondan böyle insanlarla kurduğum bağın eninde sonunda kopacağına inanıyorum.

ne bileyim, ben arkadaşlarımla kurduğum iletişimde "ya hiç aramıyosun beni :(((" seviyesini sevmiyorum. ben aramıyorsam sen ara, aramızda teklif mi var gibi düşünüyorum. fakat düşündüğümle kalıyorum, çünkü bu teklifsizlik çalışan bir şey değil illa ki bozuluyor bir yerde ve bir süre sonra konuşmamaya başlanılıyor. uzun bir süre konuşmayınca da bu sefer ilk kim konuşacak gerginliği oluyor ve bu noktadan sonra tamamen kopuluyor. kopası varmıştı demek ki diyip geçiyoruz nabalım.

insan denen varlığın en iyi özelliği kısa veya uzun vadede iyi/kötü her şeye alışıyor olması. bu cümlenin ardından belkiğ alışmam lağzımm şarkısıyla yazıyı bağlasam iyiydi ama ben onun yerine şunu seçtim:

http://www.youtube.com/watch?v=4O_Opkjqav0

çikgizil bir şarkı dinleyin inşallah.

1 yorum:

  1. that's the spirit beybi! işte ben de bunu diyorum zaten. :)

    YanıtlaSil