24 Şubat 2010 Çarşamba

görmemişin konseri


sinemaya gitmek dışında herhangi bir eylem yapmayalı ne çok uzun zaman olmuş, bugünkü konserden sonra bunu anladım. hatta çok acayip gaza geldim haftasonu Marsis'in konseri var imiş, ona  da bilet aldım. karadeniz müziğiyle kazım koyuncu haricinde çok ilgili olmayan biri olsam da Faama ile horon tepicez eğlenicez iyi olucak. son bikaç ayımı geçiriyorum Bolu'da, ne yapacaksam yapayım havası da var biraz. kıfsmet tabi.

bugün gittiğim Sabahat Akkiraz konserine dair bazı şüphelerim vardı aslında ama neyseki hepsi boşa çıktı. birinci olarak Sabahat Akkiraz şahane sahnesi efenim böyle acayip gösterileri olan bi sahne performanscısı bi teyzemiz değil hatta kendi de dedi, sahnede türkü söylemeyi çok seviyorum ama  4 cümle üstüste kuramıyorum affedin gibisine. yani aç bilgisayardan dinle pek farketmez gibi bi yerleşmiş bi kanı vardı tabi bunları klasik konserleri için diyorum zira katıldığı caz festivallerindeki performansını dinleyebilmek isterdim. o yüzden gitsem mii gitmesem mi diye kaygı duydum açıkcası, ikinci olarak konser olayları genelde toplu ya da en az iki kişiyle yapılan eylemlerdir ben tek başıma gittim gitmeden önce ulan yalnız başıma ne edicem diye düşündüm ama en önden gayett şahane verim aldım.

yalnız kadının sesi o kadar duru ki, nasıl anlatayım bilemiyorum. aslında cazcılar tarafından keşfedilmezden önce sadece alevi müziği ile ilgili çalışmalar yapıyodu o açıdan tanıyanı edeni pek sınırlıydı .tabi sesi de alevi müziği ile sınırlıydı. cazcı abiler sağolsunlar kadını keşfedince o da kendi sesindeki değişik tonları keşfetti müzikal gelişimi inanılmaz ivme kazandı. kısa olmakla birlikte pek güzel dinleti oldu. 

ben de bi yandan türküleri dinlerken bi yandan onu düşündüm. aslında kadının sesi, söylediği türküler pek de konsere gitmiyor zaten bizimki de pek konser olmadı dinleti oldu koltuklarımızda oturduk dinledik. gerçi türkü konserlerinin klasiği olarak kadına zorla halay türküleri söylettiler bi beş dakika kadar ve rezalet derecesinde de saçma sapan halay çektiler ama onun dışında söylediklerinin tamamının klasik müzik ya da türk sanat müziği dinletilerinden hiçbir farkı yoktu.

geldiği yer bolu katıldığı organizasyon da çağdaş yaşamın yardım konseri olduğundan mütevellit genel olarak bilinen türkülerden söyledi. kendisiyle özdeşleşmiş pek bişi söylemedi. alevi müziğinden de birkaç türkü söyledi, en mühimi Tevhid'i söyledi. bi de "yar seni seven sevmesini bilmemiş"i söyleseydi çok daha şahhane olabilirdi benim açımdan.
ayrıca dinleti sırasında farkettim ki, enstürman çalan erkeklere karşı zaafım var benim. bir kez daha farkettim. ama ne kadar güzel çalıyolar ya böyle bir bütünleşiyolar içiçe geçiyolar gibi, böyle bi başka dünya gibi. sanki enstürman çalan adam daha romantik gibi. belki ondan zaafım. ama valla çok beğendim bağlamacıyı, sesi de çok güzeldi ayrıca.

bi de bi tane de şelpeci vardı, adam bir türkü de öyle bi çoştu öyle bi çoştu ki, bağlamanın akortu bozuldu. birkaç dakika öyle boş boş sahneye baktık adam düzeltmeye çalışırken. çok takdire şayan hareketler bunlar.

bi ara alevi müziğinin  yaygınlaşması ve çelişkileri ile ilgili bi şeyler karalayayım diyorum, Sabahat'i  beklerken aklıma bi de bu geldi, buraya not edeyim hayata geçirmesi daha kolay olur.

bolu'da yaşayan genç-yaşlı, kadın-erkek, konser olayından zerre anlamıyolarmış. birincisi organizasyonu düzenleyen gençler bok varmış gibi azcık hareketli bi türkü duyunca hemen bi hareketlendiler tam sahnenin önünde karmaşa halinde saçam sapan dans ettiler. bir sürü insanın dikkati dağıldı bi türkü boşa gitti resmen. salaksınız olum kabul edin.

ikincisi de konser başladıktan 15 dakika sonra, ki biletin üzerinde 18:00 yazıyodu 20 dakika geç başladı dolayısıyla da taahhüt edilen saatten 35 dakika sonra birkaç mal adam geldi teeee sahnenin en önüne indiler ve en ön koltuğun tamamını geçip arkaya doğru ilerlediler. adamlar koltuk numaralarını bilemeyecek kadar konuya yabancılardı ve üstelik süper geç kalmışlardı. madem o kadar geç kaldınız bari hiç gelmeyin ya da madem geç kaldınız ama illa gidicez diye tutturdunuz yeri bilen birine sorup arkalardan dolanıp bulaydınız niye ayaküstü podyum gibi dolaşıp geçtiniz gerizekalı mısınız.

bu da böyle bir konser anımdı. beatles'dan sonra gidip türkü dinlemek de pek sentez bi şey oldu. ama ruhumda var yapcak bişi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder