18 Şubat 2010 Perşembe

serendipity mi what a pity mi?

 dün gece tekrar serendipity'i izledim. kelime anlamı aslında biraz totolojik ama yine de güzel. "beklenmedik şeylerin olması". tesadüfün romantiği olsa gerek.

yani adamlar nası böyle iki kişinin hayatını birbirine geçirmişler nası böyle bi umut dolu bi film anlatamam. eski romantik filmleri izlemeyi bu yüzden seviyorum tamamen imkansızı anlatıyolar nası olsa. sen de bakıp bakıp "ayyy ne romantik" diyosun, eğer düşünmeyi becerebilirsen "lan romantik iyi güzel de böylesi anca filmlerde oluru pekiştirmiyo mu şimdi bu" diye düşünebilirsin. bittabi onlara göre süt bana göre çukulata durumlar bunlar. hayattan bir türlü istediklerini alamamışların, alan insanları hor görerek kendini rahatlatma efekti de olabilir tüm bunlar. 

ama yine de romantik komedi hem eğlenceli hem romantiktir hem de seni alır başka bi yere götürür o yerde şu anda bulunmak istemediğin şeylerin hiçbiri yoktur. sen de yalandan da olsa gülümsersin hatta yer yer mutlu hissedersin. bir gün de beyle geçti dersin.

hazır filmi izlemiş ve zamanlama olayını şey etmişken, günlük hayatta dakik olmamla her şeye geç kaldığımı düşünmem arasında bi bağlantı var mı acaba diye düşündüm. bence kesin var. zaman mefhumu olmayan insanlarla bir arada olmaksa tanırının şahsıma özel bir laneti olsa gerek. bütün bunların üstüne bir de benim her şeyi sonsuza erteleme halim eklenince artık tadından yenmez bi şey çıkıyor ortaya. yine de bu memleket bizim bu hayat benim demek lazım, tadını çıkarmak, kıymetini bilmek lazım.

amelié'yi izlemeye niyetlenip serendipity'i izlemek de değişik oldu tabi bi yandan. artık bu gece de onu izlerim. biribirine ikame değil ama işte seredipitik durumlar filan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder