15 Mart 2010 Pazartesi

al sana bir kaya nereye dayarsan daya

kendi ayaklarım üstünde durmaya çabaladığım 19 yaşım bi anlamda hayatımın miladıdır. zira ortada ciddi anlamda yaşanmış bi şey olmadığı için 19 yaşıma kadar olanları saymıyorum. şimdi düşündümde aradan geçen 6 yılda çok acayip çok extrem şeyler yaşamadım hep böyle bi normaldi, düzdü benim hayatım. sağlığım, derslerim, arkadaşlarımla ilişkilerim, ailemle ilişkilerim hepsi orta halliydi bi tek özel hayatım orta halli değildi, geçen 6 yılda bu anlamda değişik hiçbir şey olmadı, olamadı, olduramadım, oldurtmadılar.

Son zamanlarda sadece ama sadece sosyalleşmeye çalıştığım insanlardan her 5 tanesinden 4,5 'ğunun benimle kalıcı bi iletişim kurmayı tercih etmediklerini farkettim. işin enteresan tarafı ise bende müthiş bi kabullenmişlik duygusu var yani neden iletişimin koptuğunu bilmiyorum ve kurduğum iletişimler de öyle aman acayip değil fekat nedense insanlar açıklama ihtiyacı hissetmeden hayatımdan çıkıveriyolar ya bari bi baş baş edin böyle bi piç gibi ortada kalıyorum ben. ama tabi hayatına girerken sen nerden çıktın sorusunu sormayan benden kaynaklanıyodur bütün sorun. olabilir tabi bakış açısı, bakış aşısı hatta. eski romantik tavrımdan kaynaklanıyo bence bu durum. başlangıcının olmaması sonunun da olmayacağını sağlayacakmış gibi düşünüyorum ben. ama işte bi insan bi bakıyosun var bi bakıyosun yok. yokken var olması değil ama nedense varken yokolması sorgulamaya itiyo, insan evladı işte.

ama ben süper sorgulamayan biri oldum hayatıma giren çıkanı kontrol etmemeye başlamak da aynı döneme denk geliyor.peki ben ne zamandan beri sorgulamadan her şeyi kabul eden biri oldum? ahan soru bu.

biri bana anlatsın dinlemeye hazır ve nazırım.

1 yorum: