29 Ocak 2013 Salı

diziler bizim canımız.

doctor who'nun yeni bölümüne 2 ay var. David Tennatlı bölümleri izlemeyi kalbim kaldırmıyor, Matt Smihtli bölümlerinin de hepsini 3-4-5-6 kere filan izledim. hala canım sıkılınca açıp sevdiğim sahneleri izliyorum ama diziden tiksinmeden bu saplantıma ara vereyim diye başka dizilere bakmaya başladım.

daha doğrusu doctor who saplantımı tumblrla sınırladım. adeta terör estiriyorum. ama mükemmel capsler, gifler yapıyorlar ya, muhteşemler. diziyi bilmeyenler için baya sıkıcıdır eminim ama takip edenler benim gibi çıldırıyordur eminim.

first world pains: tumblrda fangirllük yapmak çok iyi de şöyle kötü bir tarafı var, bu fangirllük müessesesesi 13-16 yaş kızlarının tekeli altında. paylaştıkları capsler ve gifler hariç yazdıkları her şey çok sapıtık geliyor bana, tahammül edemiyorum ama bi yandan da takip etmek zorunda hissediyorum kendimi. iyi değilim. 

ne diyorduk? hah yeni diziler. Dexter'a başladım bol sezonlu ve elimin altında ilk 5 sezonu bulunduğu için. 4. sezonun başındayım. Sherlock gibi süpersonik bir polisiyeyi seyredince bu tarz bi donut yiyen düz polisleri seyretmek biraz sıkıcı. ama dizi tabii ki bu düz polislerden ibaret değil. düz polislerle ilgili olmayan kısmı fena değil, izlenebilitesi var.

Showtime yapım şirketinin dizileri birbirine çok benziyor belki Dexter'ı tam benimsememem bu yapım şirketi yüzünden. Weeds de Nurse Jackie de prensip olarak Dexter'la aynı. Normal hayatı olan bir karakter var, normal yaşamına devam ederken bi de kimsenin bilmediği bi hayat yaşıyor. heeeeeer sezon finalinde alternatif hayatının açığa çıkma riskiyle karşı karşıya kalıyor ama bir şekilde yırtıyor ve yine ikili bir hayat yaşamaya devam ediyor. bu durum bir süre sonra sıkıcı oluyor. çünkü bölüm sonunda "aha şimdi sıçtı" diyeceğim bi sahneden sonra "nasıl olsa yırtacak bi şekilde" diyorum ve aynen de böyle oluyor. izleyecek daha 4 sezon var belki bölümler ilerledikçe dizi de daha ilginçleşmeye başlar. bi de diğer izlediğim dizilerden farklı olarak bu dizideki hiçbir kadın karakteri sevemedim hatta erkek karakterleri de sevemedim. hepsi aşırı gıcık geliyorlar, bilmem neden.

bi de arada Girls'ü izledim. Süper gerçekçi dizi olması açısından çok başarılı. bi de 12 bölümde dizideki tiplerin ne kadar değişebileceğini görmek çok hoş. Lena Dunham'ı çok takdir etmekle birlikte aşırı kıskandığımı belirteyim. bi insan hem yazıp hem yönetip hem de oynamamalı ya. Lena bırak biraz da arkadaşların yazsın, oynasın, çeksin kızım. :(

Sine ile konuşunca Grey's anatomy'e de başlamaya karar verdim. diziyi izlediğini bildiğim birçok arkadaşım var hepsinin "lanet olsun böyle diziye, böyle drama mı olur aq" tepkisi verdiğini biliyorum ama bu aralar bu tarz bi şeyler izlemek istiyorum. kendim ettim kendim buldum(3 sezon izledikten sonra intiharın eşiğine geldi).





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder